Güncel

İHD, THİV ve TTB’den Cumartesi Annlerinin araçta bekletilmesine tepki

İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu, "Sıcaklık Rekorları Kırılırken Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının Kapalı Araçlarda Bekletilmesi İşkence ve Kötü Muamele Yasağının İhlalidir" başlıklı ortak açıklama ile Cumartesi Annelerinin polis aracında saatlerce bekletilmesine tepki gösterdi.

İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu, yaptığı açıklamada, “Cumartesi Anneleri/İnsanları, sadece zorla kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak, zorla kaybetmelerin sonlanması ve silsile içindeki sorumluların cezalandırılması talebi ile son derece haklı ve meşru çabalarını 28 yıldır ısrarla sürdürmektedir.

Ne var ki, Galatasaray Meydanı’ndaki hakikat ve adalet talebiyle gerçekleştirdikleri barışçıl buluşmaları Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişinin ardından, beş yıldır kolluk görevlilerinin şiddeti ile engellenmektedir.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının Galatasaray Meydanı’ndaki bu buluşmalarıyla ilgili 2023 yılı içinde, “Grubun kaybolan yakınlarının bulunması ve kamuoyunda farkındalık yaratılması amacına yönelik oturma eylemi ve basın açıklaması yapmak istemesi demokratik bir toplumda saygı ile karşılanmalıdır” gerekçesi ile, “Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının İHLAL EDİLDİĞİ ve Kararın bir örneğinin yeni ihlallerin önlenmesi için Beyoğlu Kaymakamlığına GÖNDERİLMESİ” hükmünü içeren iki ayrı karar vermiştir.

AYM’nin bu açık kararlarına rağmen Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’na her çıkışlarında etrafları kalkan taşıyan kolluk görevlileri tarafından çevrilerek tecrit edilmekte, ters ya da düz kelepçe, kaba dayak vb. işkence ve diğer kötü muamele düzeyine ulaşan uygulamalar ile keyfi bir şekilde gözaltına alınmaktadırlar. Beyoğlu Kaymakamlığı’nın ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün bu karara uymayı reddetmesi, ihlalde ısrar anlamına gelmekte ve AYM kararında da hatırlatıldığı gibi Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının özünü ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla tüm bu hukuk dışı uygulamalara derhal son verilmelidir” denildi.

Açıklamanın devamında, “Bununla birlikte; küresel ortalama sıcaklıkların rekor düzeye ulaştığı bir dönemde, Türkiye’de de etkili olan ve bir halk sağlığı sorunu haline gelen aşırı sıcaklara yönelik devletin tüm ilgili kurumlarının acil önlemler alması gerekirken, AYM kararına aykırı ve keyfi bir şekilde gözaltına alınan Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının bir de bu iklim koşullarında, aşırı sıcaklar sürerken saatlerce kapalı araçların içinde bekletilmesi işkence ve diğer kötü muamele yasağının ihlalidir.

Zira hatırlatmak isteriz ki, genellikle insanların hayatlarını rahat bir biçimde sürdürebildikleri hava sıcaklığı, 17 °C ile 31 °C arasıdır. Aşırı sıcaklık artışının insan sağlığı üzerine ciddi olumsuz etkileri olmaktadır. Aşırı sıcaklar, sıcak çarpması, ısı senkopu, ısı krampları gibi sıcakla doğrudan ilişkili bir dizi hastalığa neden olabilir. Ancak, asıl tehlike aşırı sıcakların mevcut kronik hastalıkların kontrolünü zorlaştırarak ağırlaşmasına, dolayısıyla hastane başvurularının artmasına, hatta ölüme neden olmasıdır. Yaşlı bireyler, küçük çocuklar ve bebekler, hamileler, kronik hastalığı olanlar ve açıkta çalışanlar daha fazla risk altındadır.[1] Mevsimsel ortalama sıcaklıklarda görülen en küçük farklılıklar bile artan hastalık ve ölümlerle ilişkilidir. Aşırı sıcaklıklar, kardiyovasküler, solunum ve serebrovasküler hastalık ve diyabetle ilgili durumlar dahil olmak üzere kronik sağlık sorunlarını da kötüleştirebilir.[2]

Öte yandan araç içlerinde sıcaklık çok kısa sürede çok yüksek değerlere ulaşmaktadır. Zira güneş ışınlarının yol açtığı kısa dalga enerjisi çarptığı nesneleri ısıtır. Aynı şekilde aracı oluşturan nesneler de (örneğin ön panel, direksiyon simidi, çocuk koltuğu vb.) çevredeki havayı iletim ve ısı yayımı yoluyla ısıtır ve ayrıca aracın içinde hapsolmuş havayı ısıtmada çok etkili olan uzun dalga radyasyonu (kırmızı) yayar. Araç içlerindeki sıcaklık artışı, araç içinde geçen süre ve ortam sıcaklıkları ile doğrudan orantılıdır. Bu alandaki bilimsel çalışmalar araç içi sıcaklıkların 2 ila 4 saat sonra içinde bulunulan ortam sıcaklığından yaklaşık 50-55 °F (27,8 -30,6 °C) yükseldiğini ortaya koymaktadır.[3] Bu durumda, Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının son gözaltına alındıkları tarih olan 22 Temmuz 2023’de, İstanbul’da ortam sıcaklığının yaklaşık 32,2 °C olduğu koşullarda, 2 ila 4 saat sonra araç içi sıcaklığının en az 60 °C’ye ulaştığı/ulaşabileceği söylenebilir.

Bu nedenledir ki, araç içerisinde bırakılan herhangi bir canlı (insan, hayvan) ısıyla ilgili ciddi hastalık ve hatta ölüm riski altındadır.

Açıklamada, “Pencereleri açık dahi olsa hiç kimsenin kapalı araçlarda kalmaması/bırakılmaması gerekirken, kimileri ileri yaşta ve kronik sağlık sorunları olan Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının 22 Temmuz 2023 tarihinde olduğu gibi yaklaşık 3 saat (kimi haftalarda bu süre daha da fazla olmaktadır) kabul edilemez bir şekilde araç içinde bekletilmeleri yoluyla açıkça işkence ve diğer kötü muamele suçu işlenmektedir.

Kolluk güçlerine ait söz konusu araçlar, gözaltına alınan kişilerin hastane ve gözaltı merkezi vb. yerlere nakli için kullanılmaktadırlar ve nezarethane işlevini üstlenecek koşul ve niteliklere sahip değildirler. Kaldı ki, nezarethane koşulları da hiçbir şekilde insan onuruna ve sağlığına aykırı olamaz.

Bu arada; gözaltına alınanlara nezaret etmek için araç içinde bulunan kolluk görevlileri de, her ne kadar araç içine girip çıkma serbestliğine sahip olsalar bile araç içi sıcaklığının aşırı arttığı koşulların olumsuz ve risk yaratıcı etkilerine maruz kalmaktadırlar.

Hiç kimseye işkence ve kötü muamele yapılamayacağını, bunun Türkiye’nin de altına imza attığı uluslararası sözleşme ve belgelerde mutlak olarak yasaklandığını bir kez daha özellikle hatırlatmak isteriz.

İşkence ve diğer kötü muamele iddialarının derhal etkin bir şekilde soruşturulması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması konusunda süreci yakından takip edeceğimizi de ayrıca belirtmek isteriz.

Sonuç olarak, yaşanan işkence ve diğer kötü muamelelerin tespit ve belgelenmesi, onarım ve hukuki süreçlerinde etkin görevimizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyor, işkence ve kötü muameleye maruz kalanların kurumlarımıza başvurabileceklerini hatırlatmak istiyoruz” şeklinde sonuçlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu